Işık enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde Selenyum üzerine
ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin keşfedilmesiyle başlamıştır. Bu
prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli, soluk ışık
düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi
yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder. Televizyon bu
bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir.
Gazete baskısında çıkan resimler yakından incelenirse resmin, açık ve koyu noktalar
matrisinden meydana geldiği görülür. Televizyon ekranında da meydana gelen resim
esasen açık ve koyu renkte noktaların birleşimi bir matristir. Televizyon yayını ve
alınmasında bu matris iki türlü işleme tabi tutulur. Birinci işlem, resmi yukardan
aşağıya doğru binlerce yan yana noktalardan meydana gelen dilimlere ayırmak;
ikincisi de resme hareket kazandırmak için sinema tekniğinde olduğu gibi gözün fark
edemeyeceği sayıda ekrandan poz geçirmek (Bkz. Sinema). Bu iki işleme televizyon
tekniğinde tarama denir.
Televizyon sistemleri verici ve alıcı olmak üzere iki kısımdır. Verici sistem, mercekli
TV kamerası ve radyo vericisi; alıcı sistemse radyo alıcısı ve TV alıcısıdır. TV
kamerasıyla TV alıcısında ışık enerjisini elektrik enerjisine çeviren tüpler vardır; bu
tüpler kameradaki mercekten gelen ışık şiddetini elektrik video sinyaline çevirir ve
radyo vericiye gönderir; alıcıdakiyse radyo alıcıdan gelen elektrik video sinyallerini
ışık enerjisine çevirerek ekranda görüntü meydana getirir.
Televizyon yayını renkli ve renksiz olarak iki türlüdür. Renksiz televizyon
monokromatik (tek renkli) olarak adlandırılır ve beyaz, gri ve siyah renklerden istifade
edilir. Renkli televizyon ise özel filtre ve dikromatik ışık teknikleri ve floresant
maddelerden istifadeyle kırmızı, yeşil ve mavi renkleri kullanır. Renkli televizyon
siyah, beyaz, kırmızı, yeşil ve mavi renklerin karışımından çok renkler elde etme
özelliği de taşır.
Kablolu televizyon sisteminde yayının TV alıcısına iletilmesinde elektromanyetik
dalgaları ileten antenler yerine telefon hattı gibi kablo hatları kullanılır. Çeşitli dış
faktörlerin parazit tesiri olmadığından yayın daha nettir.